Futbol ve Kadın

Memlekette spor denilince hepimizin aklına ilk etapta futbol geliyor. Zaten haberleri müteakiben yayınlanan spor haberlerinin adı futbol haberleri olsa kimse gocunmaz. Dünya'da en sevilen ve takip edilen spor dalı yurdum insanınca daha bir başka sevilmekte nedense.

"Fazla sevgi ishal eder" mottosundan hareketle futbolun da içine sıçıldığını çok rahatlıkla öne sürebilirim. Epi topu doksan dakika oynanan bir maçın salı gecesine kadar saatlerce tartışılması beni inceden tiksindirdi. Zaten dünya çapında futbol artık bir spor dalından başlıbaşına bir endüstriye dönüşmüş halde. Sponsorluk anlaşmaları, maç sonucunun klüp kasasına faydası, sadece ve sadece kazanmaya yönelik bir oyun mantalitesi yüzünden futbola karşı olan ilgim günden güne azalmakta.

Azıcık da yobaz bir insanım aslında. Kadın haklarına saygı göstersem de bazı olayların icrasının erkeklerin tekelinde olması gerektiğini düşünürüm. Ana haber bültenlerinde boy gösteren kadın taksici arkadaşa "he canım he" derim, uzaya gönderilen bayan astronota "git de gezegenin bir kabasını alıver, daha sonraki fırlatmada viledayla siliverirsin" tutumu sergileyebilirim. Pek doğaldır ki bayanların futbol oynamasını biz erkeklerin makröme yapması kadar uygun görmekteydim. Dikkat ediniz, -di'li geçmiş kullanıdım, zira şu arkadaş sayesinde hem bayanların futbol oynamasına destek vermeye başladım hem de soğuduğum futbol izleyicisi kimliğime yeniden kavuştum:


Hey maaşallah! Sanki Hollanda Bayan Milli Takımı değil Vivid Entertainment All Star Takımı! Futbol adına sahada öyle ahım şahım hareketler göremesek de izlemesi son derece keyifli. Tamam, Ronaldinho kadar kıvrak çalım atamasalar da, Zizou kadar oyunu okuyamasalar da onların asla sahip olamayacağı şeylere sahip bu kızlarımız: Memeleri var! Üstelik adam başı ik tane.