17 Mart 2007

Oportünizm vs Sadakat ya da Cilalı Boynuz Devri

Kafam pek basmıyor bazen, mallaşabiliyorum mütemadiyen. İnsan sosyal bir yaratık, değil mi? Diğer insanlarla karşılıklı etkileşime girer, onları tanır, bir kısmını sever, kimisini daha çok sever. Onlardan birisini daha bir çok sever, bu noktada onunla daha özel bir ilişki içine girer. Ne diyoruz biz buna? Manita, yavuklu, kız/erkek arkadaş, sevgili ya da karı/koca falan değil mi? Evet.

Ben amcamız ölmeden evvel tırto Peter Parker'a ne demişti? "Great power comes with great responsibility." Yani öz türkçesi: "Kallavi gücün bir o denli omzuna yük bindirmesinden ürkme evlat." ya da "Kontrolsüz güç güç değildir." Şimdi bir ilişkiye giriyoruz, güzel hoş tabii, ama bunun yanında gelen bir takım atraksyonlar var. En temeli bence sadakat. Yani hem manita sahibi olup hem de her çiçekten bal almak eş zamanlı yapamayacağımız iki şey. Peki kim yasaklıyor bunu? Hiçkimse. Açıkçası etik olarak yanlış olduğu zerre umurumda değil, ama bir yengeç burcu erkeği olarak bir ilişki içindeysem partnerimi aldatmam pek mümkün değil. Yapamıyorum işte lan, çift çekirdekli işlemcim yok, multi-tasking olayı bana uymuyor. Aldattığın zaman ya partnerini yeterince sevmiyorsundur ya da olan sevgini çok ucuza başka şeylerle takas edebiliyorsun demektir. Bırakalım malabadi köprüsü kurma olaylarını, insan bir ilişkisi varken başkasıyla öpüşürken bile tiksinmeli bence. Tüm bu aldatma olayını son derece gizli bir şekilde hayata geçirsen bile daha sonra manitanı nasıl öpeceksin? Hele de o karşındaki saftirik tüm bu olan bitenden habersiz, sana karşı bir takım duygular taşırken. Son derece denyoca bir hareket tarzı işte.

İletişim çağındayız moruk, baktın birisi sana yazıyor, tak açacaksın bir telefon bitireceksin ilişkini gerekirse başka sulara yelken açmadan evvel. Yemin ederim çok hanzoca gözükse bile gizli kapaklı iş çevirmekten daha asil bir tavır. Bir sayfayı bitirmeden başkası açılmamalı.

Şimdi diyeceksiniz, "Ne oldu Tırtocan, boynuz mu yedin?". Alakası yok. Çevremizde olup biten olaylar o kadar fantastik kuntastik boyutlara geliyor ki bazen şaşırıp kalıyorsunuz. Dediğim gibi, olana bitene kafam pek basmıyor. Ya ben çok malım, ya da insanlar epey çakallaşmış.

Hayat garip, vapurlar falan.

1 comments:

Adsız dedi ki...

bu yazınız beni mest etti efem. tamamen düşüncelerinizi paylaşıyorum. kafamda olupta bi türlü anlatamadığım duyguları o kadar iyi anlatmıssınız ki yani maksimum bu kadar olur. saolun. hayat garip hakkat bu kadar, o kadar, ne kadar?