08 Nisan 2008

Genel Vaziyetleme - Nisan 2008

Kaba bir hesapla yediğim besinlerin %2'si vücudumu terketmiyor. Ter yoluyla, vücut ısısıyla, b.k yoluyla taş patlasa %98'i terketse de; kalan o ufacık kısım vücudumda kalıyor. Ufacık diyorum ama birike birike duba gibi olmaya başladım inceden. Rejim falan bozar bizi, lavman da ters. En iyisi hareket etmek biraz, ne bileyim artık yemeksepetikom yerine köşedeki Aspava'ya yürüsem iyi olacak galiba. İdman idmandır hafız.

Geçen sene Ankara susuzluktan kırıldı, sebebi de kış ve bahar aylarında yağmayan yağışlardı. Bu sene de mübarek öyle yağıyor ki sanırım İ. Melih barajlarda su fazlamız var diyerek tüm Ankaralıları zorla banyoya sokacak. Hem de öyle kısa bir duş falan değil, herkesin parmakları buruş buruş olana kadar kalması zorunlu olacak.

Gebeyim sanırım, zira paso aş eriyorum. Burnuma karamel mi koktu, hop aynen çakıyorum bir karamelli çikolata pırıl pırıl oluyorum. Ananas mı koktu, tak yardırıyorum bir ananas elle ayakla dalıveriyorum. Karnım da şişmeye başladı zaten ama bebek doğmazsa birkaç aya işte biz o gün tükeneceğiz.

Yan masamdaki eleman ne kadar çok çay-kahve içtiğimi söyledi. Hakikatten ne kadar içiyorum diye merak ettim ve bugün öğlen saatine kadarki bilanço şu: 5 fincan (ki fincan dediğime bakmayın, zamanında bu ebattaki çinko maşrapalarla kapı kapı süt satıyordu insanlar) çay ve 3 fincan kahve. Sanırım patron artık maaşımı çay markası olarak verecek.

Ofiste işim gücüm yoksa şahane bir şekilde işim gücüm var izlenimi yaratabiliyorum. Eskiden ise durum tam tersiydi; işlerim ne kadar yoğun olursa olsun öyle rahat bir tablo çiziyordum ki insanlar beni boş gezenin boş kalfası sanıyordu. Evrim teorisine inanıyorum.

İnsanların ev, arsa, otomobil, yazlık alma telaşı içerisinde olmalarını sırçadan köşkümden esefle izlemekteyim. Azıcık rahat olun yahu, salın kendinizi. Ne bu telaş? Kefenin cebi yok hafız.

Bir haftadır televizyon izlemiyorum. Muvaffak olursam ay sonunda irademi sigaraya yönelteceğim. Nargile konusunda herhangi bir çabam olmadı, olmayacak da. Aynen devam.

3 comments:

Jack dedi ki...

bende bu %2 nin kurbanıyım. geometrik şekillerle aram iyi değildir ama yakında onlardan birisi gibi olursam kimse şaşırmasın. işe gitmek kulağa idman gibi gelsede oradaki içecek çılgınlığı had safhada malesef, şeker falan o kadar tatlı gelmemeli artık.

S dedi ki...

hem sisman hem de mutlu olabilir miyim acaba? sorusunu bir kendinize yoneltmenizi, eger sorunuzun cevabi evetse o %2yi hiiic dert etmemenizi oneriyorum efendim.. biliyorum cunku karamelin de, ananasin da, aspavadaki donerin de tabi bir sahane ve hayat guzellikleri elimizin tersiyle itip de yedigimize, ictigimize, kalorimize, beden kutle endeksimize dikkat edemeyecek kadar kisa malesef..
hi ama eger diyorsaniz ki, "dunyanin kucultulmus bir maketi gibi ortaliklarda yuvarlanirken ben nasil mutlu olabilirim hi soyleyin bana!!" size onerim su olacak..

hayatinizdan askerlik ve sunnet denen o nalet donemleri cikarirsaniz erkekler olarak cok sanslisiniz zaten.. metobolizmaniz da bizlerden hizli.. karbonhidrati kesin ama diger herseyden dilediginiz kadar yiyin -ki bu karbonhidrattan kastim: seker, cikolata, pattez, pilav ve ekmek- gobek bolgenizdeki o ilerde uzerine televizyon izlerken bira sisesi ya da kumanda koyabilmekten baska islevi olmayan yaglar basta olmak uzere erir ve de gidersiniz benden soylemesi (:

hindistan cevizi ve kestane dedi ki...

bir ankaralı olarak İ. melih gökçekle ilgili düşüncelerini büyük bir zevkle okudum dnkjfv:D birde o afişteki karakterlerin rengine dikkat etmemiştim sabah sabah ofiste kendi kendime gülüyorum :D o diilde ana kavşağı insanların mesai bitiminde kapatmları rezaletti organizasyon her zamanki gibi müthiş ve bi o kadarda megolamanca olmuşkii zorla ankaraya bindirdiler -_- ! birde İ.melih gökçek'in yaptığı diğer bir zeki ve akılca hareketi ise botaşa borcunu ödeyemeyince eski,yadigar vede bi o kadar sadık kırmızı körüklü otobüsleri piyasaya tekrar çıkartması yahuu yazıktır günahtır, emekli olmuş insanı nasıl tekrar işe döndürünce performansı düşük olursa o canığğıım kırmızı körüklülerde zırt pırt bozulup yolda kalıyolar .. burdanda sevgili vede bi o kadar ilginç belediyemize olan dolmuşluğum ortaya çıktı vohooo yaşasın A.B.B İ.Melih Gökçek amcaa!