15 Aralık 2008

Hayat, Evren ve Poğaça

Bayram tatilinden zaten zerre tad alamadım, dönüş de elimde bomba gibi patladı. "Bakarız abiee, hele bir dönelim hallederiz yeaa..." tarzı cümlelerle ertelediğim her türlü iş teker teker tesbih gibi diziliverdi önüme. Ama eşşek kafalı ben oturup bir yerinden başlamak yerine çeşit çeşit mazeretler üreterek -ki en basiti blog girdisi yazmaktır bunlar içinde- yine kaçızlamaktayım işlerden.

İş ortamları zaten iyice kıllı yünlü bir şeye dönüştü. Bilgi İşlem Uzmanı diye bir s.k çıkarttılar ki başımıza paso her allahın günü ütülü göynek giyerekten geliyorum iş yerine. Halbüse sıfatımın "Bilgisayarcı Çocuk" olduğu günler ne kadar güzelmiş. En azından baskılı tişörtle gelince tiksinmiyorlardı.

Bu arada "Bilgisayarcı Çocuk" ne allasen? Çocuk desen değiliz, bilgisayarcı desen sanki kilo işi ekran kartı, hard disk satan adam çağrışımı yapıyor. Nereden tutsan elde kalan bir meslek tanımıymış da ben farketmemişim bugüne dek.

Poğaça yemekten midem ekşidi, mayadan içimdeki herşey alkole mi dönüşüyor ne? Nasıl bir hal bu, ne kafası yaşıyorum anlamıyorum ki.

0 comments: