25 Mart 2010

Bilişim, kek ve streotype oyunculuk üzerine

3 gündür şakır şakır dosya tarıyorum. Bundan sonra bu aletin adı scanner değil kafa sikenır olsun. Yeter lan, vızzup buzzup!!! Kafa bu en nihayetinde. KAFA!

Neyse efendim, sanki işler birbirini yeterince düdüklemiyormuşcasına (3 kez üst üste bu kelimeyi yazıp naif bir haz duydum) hastanın birisi bana musallat oldu. Bilgisayarı ile ilgili bir şey sormak istedi, ve malesef bunu takip eden 1 hafta boyunca her gün içinden elektrik akımı geçen her türlü cihazı ile ilgili akla gelebilecek her türlü sorununu bana itelemeye çalıştı. Şimdi tatlı bir kovalamaç içindeyiz ve onun geleceği saat yaklaşınca ortamdan buharlaşıyorum. Dün nereden bulduysa cepten aradı. Tırsıyorum lan.

Tüm bu koşuşturmacalar beni acıktırıyür, ben de 2-3 haftadır acıktıkça browni intense'e abanıyorum. Şans eseri karşıma çıkan bu yavrucağı pek beğenip yöremdeki tüm bakkalları "Abü intens getirtsene, şahane satar valla" diye gazladım. Eskiden tek tük bulabildiğim bu konsantre çikolata bombacıklarına şimdi her canım çektiğinde erişebiliyorum. Kokayin gibi, haroyin gibi çükületalı kek bağımlısı oldum!

Demet Evgar! Biliyorum bu blogu okuyorsun. Intense reklamını izledim, b.kum gibi olmuş. Aş ula kendini, ne o tripler? Hayatın işin gücün tombilenmek üzerine oldu. Yapıştı lan o rol sana. Yeter. Bir de, KAPAT LAO O AĞZINI HEYVAN!!! İnsan ol. Kib demetçim, bays.

0 comments: