21 Haziran 2006

Ahlak, Depresyon ve Şaban

Şöyle arkama yaslanıp baktım da, son üç log'un başlıkları ilginç bir şekilde ahlaki değerler içermekteydi: Alkol kötüdür, Winners do not use drugz ve İnanç Saati. Aslında pek ahlaklı birisi değilim. Terbiyesiz birisi de sayılmam. Çoğu konuda olduğu gibi bunda da ortalama bir değeri yakalamışım. Ortalama bir insan olmak iyidir. Sivrilmemek lazım. Usul usul dolaşacaksın. Bak usul usul dolaşmak deyince aklıma annem geldi. Dün akşamın bir saati telefon etti, "Yavrum, Ankara'da çiftlikten piton yılanı kaçmış, ortalıkta dolaşıyormuş. Aman camı pencereyi kapalı tut. Sabah koynunda yılanla uyanırsın vallahi." dedi. Eh Heri Potır gibi çataldil de değiliz, tek çare sabaha kadar havasız odada tıkıldık kaldık.

Garip bir sıkıntı var içimde. Hiçbir şey yapmak gelmiyor içimden. Ölü toprağı serpelendi sanki üzerime. Üretimsel süreçte tıkanma dedikleri bu sanırım. Yaptığım herşey biraz eğreti, biraz tırışka geliyor gözüme. Bitirmem gereken bir oyun, bir puzzle, devam etmem gereken iki dersim var. Kedi bakmaya çıkacağım ama bu kafayla kinder sürpriz bile almamam gerek, erteliyorum mütemadiyen.

Aslında eşşeklik bende. Süper ötesi bir sevgilim var, okul durumum da şahane. Finansal konular ortalama. Neye canım sıkılıyor anlamadım. Sanırım iyi bir dayağa ihtiyacım var. Evet evet, beni dövmek isteyenler comment yoluyla iletişim kursun. Kemal Sunal'ın bir filmi vardı böyle, adam kendini dövmesi için rahmetliyi kiralamıştı. "Oh vur koçum, vur aslanım!" diyerek dövdürtüyordu kendisini. Tek taraflı ilk Fight Club olarak kayıtlara geçmeli.

Netekim tırtlaştı bu blog son zamanlarda sanırım. Trafik falan ne alemde bilmiyorum ama yeterince okunası şeyler yaz(a)mıyorum bence. Geçer herhalde bir zaman sonra.

0 comments: