10 Ocak 2009

Kafa İzni

"Kimi zaman hiçbir şey bilmediğimde bile etrafımdakiler o konu hakkında herşeyi bildiğimi zannedebiliyor. Bu çok kötü, ama daha da kötüsü -az ya da çok- bir şeyler bildiğimde bile etrafımdakilerin beni bomboş birisi, hatta boş bir şokella kutusu olarak görmeleri ve ona göre davranmalarıdır. Boş şokella kutusu olmak aslında kötü değildir. Seni asla kaldırıp çöpe atmazlar. Zamanı geldiğinde bir işe yarar diye bir kenarda tutarız o kutuları. Dolu şokella kutusu ile kıyaslanamazlar bile. Hele hele yeni açılmış, o cillop şokella kutusunun yakınından bile geçmez onlar."

Birisine değer vermediğinizi göstermenin çeşit çeşit yolu vardır. Sanırım bunlardan en acımasızı ve en etkilisi üzerine kapıyı kilitleyip gitmektir. Dışarı çıkmak isteyip de çıkamadığınız o an tüm gerçekliğiyle şu tokat iniverir suratınıza: "Hasiktir, unutmuşlar beni!". Çıkamayıp, içeride tıkılı kalınan o sürede değer yargılarınızı tekrar gözden geçirir, benliğinizi sorgularsınız.

Açıkçası şu an kafam çok karışık be canım blogum. Ne yapacağımı bilmiyorum. İçi tıka basa soğuk köfte ve patates doldurulmuş bir şokella kabına dönüştüm. Böyle olsun istemezdim ama düzeleceğini de bal gibi biliyorum. Sadece biraz zamana ihtiyacım var. İşimden, sosyal çevremden ve tüm diğer şeylerden kolayca kaçamayacağım ama senin üzerinde sınırsız yetkim var. Anladın değil mi, bir süre senden ayrı kalacağım. Ama merak etme, geri geldiğimde o her zamanki ben olacağım yeniden.

0 comments: